BİR GÜNÜN ARDINDAN 2 MAYIS 2011

"Fotoshop Harikası LADİN"

   Tatil olan 1MAYIS'ın ardından geçen yıllara göre kavga dövüş haberi daha azdı.Tabiki BDP'liler ile işçilerin savaşını saymazsak. Kendi aklımca düşündüğümde hiç kimsenin sözüyle sokağa dökülmem. Bugün Hakkari'de otobüs taşlayan çocuklar sanki oyun oynuyorlardı. Attıkları her taşta seviniyor büyük bir zafer kazanmış gibi naralar atıyorlardı. İnsanlara neden attığı taşında vurduğu kaşında kendi halkından kendi toprağından olduğu anlatmaz ki. Artık bu oyun alışkanlıkları değişmeli sokaklarda polisten kaçmaca yerine futbol, basketbol oynanmalı. Belki bu dediklerimizin olması için ne devletin nede terör örğütünün isteğiyle olacak. Halk kendi kafasında bitirecek bu ayrımı ankaranın ortasındakininde kendininde aynı olduğunu görmeye başlayacak ve çocuklarınada bunu anlatacak. Bu dediklerimin olması için TÜRKİYE'nin zenginlemesi zenginlerkende fert fert değilde ülkecek zenginlememiz gerekecek. Yani daha bizim ülkemiz için geçmesi gereken seçimler bitmesi gereken entrikalar var.

   Günün ikinci başlığıda başlı başında  "Usame Bin Ladin" namı değer 11EYLÜL. Televizyonlar bas bas bağırıyor öldü öldü diye ama ABD 'ye bu kadar mesafeden olaylar hiçte öyle gözükmüyor. Yazdıklarım bazısıma göre saçma bazılarına görede doğrunun ta kendisi. Adamı dün öldürdün yayınlanan fotoğraf sanki fotoshop'un Ağ babası gibi duruyor. Usamenin kardeşinden doku örneği alıp karşılaştırmışlar. Ya aldıkları iki doku örneğide kendi kardeşine ait ise? Usame öleli daha bir gün bile olmadan hiçbir ülke onu kabul etmemiş! nasıl bir yazışmadırki uluslar arası ilişkilerde saatlik red olayı yaşandı. Son teslimde denize tabi bunu yaparkende kafa gövdeden ayrılmış. hani nerde islami usullere göre defin. en başından sonuna kadar fiyasko. Bizim ÖSYM'nin yaptığı sınavlardan daha fiyasko bir sonuç. Ben bu sonuca bizdeki sınavların adaleti kadar inandım.
   Bugün hava siyasiler gibiydi Ankara'da sabah esintili bir hava öğlen yamur akşama doğru güneş. Ankara'dan siyasiler gidince yerine hava vekalet ediyor hep birden yanar döner bir vaziyet alıyorlar. Her seçim vadinin altında bir yaygara arıyan gazetecilerin işi seçimde oy alacak siyasilerden zor görünüyor nerden olay çıkar derden haber yaparım ikileminden kendilerini seçimin yapılacağı güne kadar kurtaramaycaklar sanırım.
   Birde seçim arifesinde bu aralar ağızıma sıkça pelesenk olan bir sözü oy sahipleriyle paylaşmak isterim. "Okşayan elin kıymetini bilmeyenler, tekmeleyen ayağı öperler."