BİRDE BİZDEN DİNLEYİN BAKALIM
Bugün size Mevlananın Şemsin gidişinin ardından onu Şam'da bulup geri dönmesi için yazdığı o güzel şiiri paylaşacağım. Önceki yazılarımdada anlattığım gibi sevdim mi MEVLANA gibi sevmek lazım. Sevdim mi ŞEMS gibi sevmek lazım. Yinede bilmek lazım ki sevdim mi kor olup yanmak lazım ben değil biz değil hep "O" olmak lazım. Günümüzde bu gibi sevgiyi bulmak belki kaf dağının ardında kaldı ama bir sevda için baş verilecekse Şems gibi gözünü kırpmadan ölüme gitmek lazım.
ŞEMSİN GİDİŞİ....
Bir gece Mevlana ile şems AŞK içide sohbet ederlerken kapı vurulmuş, dışarıdan kalabalık bir güruh;
-Şeeeems dışarı çıııııkkk! diye bağırmıştı.
Mevlana yaklaşan acı kaderi sezmişçesine:
-Çıkma diye yalvardı.
Zat boyutundan, Hikmetten öte Kudretten bakan Şems gülümsedi:
-Telaşlanma, verdiğimiz sözü tutma vakti gelmiştir diyerek kapıya yöneldi.
-Ne sözü, nereye, niyeee?" diye yapıştı ellerine Mevlana.
Şems, yıllardır sakladığı sırrı söyledi:
-Şam’da Rabbime yalvarmış, aşkımı seyredeceğim bir ayna istemiştim. Rabbim seni verdi, sende seyrettim…
-İyi işte, seyre devam edelim, dedi Mevlana.
Şems;
-Şeeeems dışarı çıııııkkk! diye bağırmıştı.
Mevlana yaklaşan acı kaderi sezmişçesine:
-Çıkma diye yalvardı.
Zat boyutundan, Hikmetten öte Kudretten bakan Şems gülümsedi:
-Telaşlanma, verdiğimiz sözü tutma vakti gelmiştir diyerek kapıya yöneldi.
-Ne sözü, nereye, niyeee?" diye yapıştı ellerine Mevlana.
Şems, yıllardır sakladığı sırrı söyledi:
-Şam’da Rabbime yalvarmış, aşkımı seyredeceğim bir ayna istemiştim. Rabbim seni verdi, sende seyrettim…
-İyi işte, seyre devam edelim, dedi Mevlana.
Şems;
-Rabbim de bana demişti ki, o aynayı verirsem ne bağışlarsın?
Tereddütsüz şöyle demiştim; Başımı veririm!...”
Şems dışarı çıktı. Sadece bir “Allaaaah” nidası duyuldu.
Ay ışığında yerde üç beş damla kan seçiliyor, ama ne baş, ne ceset, ne de katiller gözükmüyordu!…
Aşkları sır olmuştu.
Mevlana’yı sahiplenenler, Onu paylaşmak istemeyenler şehit etmişti Şems’i.
Aşkın doğasıydı en yakın çevrenin tahammülsüzlüğü!…
Aşkın doğasıydı Firkat!..
Tereddütsüz şöyle demiştim; Başımı veririm!...”
Şems dışarı çıktı. Sadece bir “Allaaaah” nidası duyuldu.
Ay ışığında yerde üç beş damla kan seçiliyor, ama ne baş, ne ceset, ne de katiller gözükmüyordu!…
Aşkları sır olmuştu.
Mevlana’yı sahiplenenler, Onu paylaşmak istemeyenler şehit etmişti Şems’i.
Aşkın doğasıydı en yakın çevrenin tahammülsüzlüğü!…
Aşkın doğasıydı Firkat!..
Bazen bir aşkın feda edilmesini istemesek de bu aşk için bin aşkı feda ediyoruz.
ETME
Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun etme
Başka bir yar başka bir dosta meylediyorsun etme
Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı
Hangi hasta gönüllüyü kasdediyorsun etme
Çalma bizi bizden bizi gitme o ellere doğru
Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun etme
Ey ay felek harab olmuş alt üst olmuş senin için
Bizi öyle harab öyle alt üst ediyorsun etme
Ey makamı var ve yokun üzerinde olan kişi
Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun etme
Sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan
Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun etme
Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan
Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun etme
Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer
Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun etme
Ey cennetin cehennemin elinde olduğu kişi
Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun etme
Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize
O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun etme
Bizi sevindiriyorsun huzurumuz kaçar öyle
Huzurumu bozuyorsun sen mavediyorsun etme
Harama bulaşan gözüm güzelliğinin hırsızı
Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun etme
İsyan et ey arkadaşım söz söyleyecek an değil
aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun etme
Başka bir yar başka bir dosta meylediyorsun etme
Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı
Hangi hasta gönüllüyü kasdediyorsun etme
Çalma bizi bizden bizi gitme o ellere doğru
Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun etme
Ey ay felek harab olmuş alt üst olmuş senin için
Bizi öyle harab öyle alt üst ediyorsun etme
Ey makamı var ve yokun üzerinde olan kişi
Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun etme
Sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan
Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun etme
Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan
Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun etme
Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer
Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun etme
Ey cennetin cehennemin elinde olduğu kişi
Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun etme
Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize
O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun etme
Bizi sevindiriyorsun huzurumuz kaçar öyle
Huzurumu bozuyorsun sen mavediyorsun etme
Harama bulaşan gözüm güzelliğinin hırsızı
Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun etme
İsyan et ey arkadaşım söz söyleyecek an değil
aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun etme
MEVLANAM...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder