Yazmak aslında başlamak değil mi? her cümle her satır bir başlanğıç. Bazen yazarken sözün nerde biteceğinden çok nerde başlayacağını düşünürsünüz. Sessiz gecelerin sabaha dönmesini beklemek gibidir dilinden çıkacakların kağıda geçerken geçen zamanı bazende bir kuşun ilk kanat çırpması gibi meraklı ama korkak. Yazacağın bir el ile gönülün ortaklığını yazacağım bazende olmayan gönüllerin inceleğini yazacağım. Düşünmek okuyanlar için vakit alacak. Zamanı nerde başlatmak mı yoksa nerde bitimek mi arasında gidip gelecek bir sözün son şahidi olacaksınız. Takip bir boşlukta çıkış ışığı ile bir boşluğa sürüklenişin tam ortasıdır. Burasının ne olacağına siz karar verin.....

11 Nisan 2012 Çarşamba

SURİYE : BARIŞ, SAVAŞ VE OYUN...

 Suriye’de neler oluyor diye sessizce seyrediyorum. Orta doğuda neler yaşandığını bize gösterilen yönlerinin dışında medyada hiç anlatılmayan noktalarına dokunarak irdelicem. Yorumu size kalan hayalî veya gerçekçi bu düşüncelerin ilerde gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini zaman belirleyecek.

 Orta Doğuda 2010 yılında “Arap Baharı” adı başlayan bu baş kaldırışın gün yüzüne çıkmayan karanlık noktalarını değerlendirmek istiyorum. Tunus’da 2010 yılında Müslüman Kardeşlerin (İhvanü'l-Müslimin) öncülüğünde başlayan. Bu ülkenin ardından 2011 yılında Mısır ve Ürdün’de yine aynı grubun liderliğinde büyüyerek devam eden Arap Baharının sonucunda üç ülkede de hükümetlerin düşmesiyle sonuçlandı. Bu ülkelerde devrimler yapılırken bu kez Lübnan aynı grubun etkinlikleriyle kaynamaya başladı. Müslüman kardeşlerin şiddetli destekleriyle Kaddafi’ye karşı şiddetli çatışmalar başladı. Bu Müslüman Kardeşler kimdi? Bu gücü nerden alıyordu? Gerçekten Müslümanlığı ilke edinmiş düşünceler mi vardı? Dünya bu sorulara cevap aramak yerine Kaddafi’ye olanları konuşmayı tercih etti. Aynı son Lübnan’ında başına geldi ve Kaddafi gibi devride bitti.


 Yıl 2011 sonlarına geldiğinde Orta Doğuda hiçbir şey eskisi gibi değildi. Iraktan başlayarak devam eden yıkım Tunus, Mısır, Ürdün ve Lübnan gibi ülkeleri içine alarak devam ediyordu. Bu yıkımın son noktası Suriye oldu. Suriye’de muhalefette küçükte olsa Müslüman Kardeşlerin sesi çıkmaya başladı. Dünya yine bu grup kim diye sormadı. Bunun yerine Esed’e yüklenmeyi ve onu da Kaddafi’nin duruma düşmesini beklemeye başladı. 

 Orta Doğuda durum bu hale  geldiğinde Müslüman Kardeşlerin para kaynağının Avrupa ve Amerika olduğunu biliyor muydunuz?  Bu durumu biliyorsanız Batının şimdiye kadar çıkarı olmadan hiçbir oluşuma destek vermediğini de bilmeniz  gerekir. Mısırda Mübarekten kalanlar, Lübnan da Kaddafi’den sonraki hayat hep hüsran. Bunun en acı ve ilk örneği de Irakta yaşadık. 2002 yılında başlayan ABD sözde özgürleştirme operasyonu 2012 yılında tamamlandı. On yılda geriye kalan dram Saddam’ın heykelini gülerek yıkan adamın şimdi ağlayarak bu yaptığından büyük üzüntü duymasıyla sonuçlandı.

 Şimdi biraz daha düşünelim Orta Doğu karışıyor. Tüm ülkelerde aynı muhalefet ve aynı batı desteği ile ilerleyen Müslüman Kardeşler. Ülkelerin tamamı Müslüman ve son perde Türkiye’nin komşusu olan Suriye’de oynanıyor. Bu perdenin de sonucu aynı olacak  Esed düşecek ve Müslüman Kardeşlerin öncülüğünde batınında desteğiyle bir hükümet kurulacak.
  
 Orta Doğuda yaşanan bu kıyım Suriye ile son mu bulacak? Her şey güllük gülistanlık mı olacak? Türkiye ye bu ateş düşmeyecek mi? Bu soru işaretlerinin sonucunu zaman gösterecek.

 Müslüman Kardeşler biraz daha değinelim. Bir Müslüman’ın batıdan destek alarak kendi hükümetine karşı savaşması ne kadar helaldir. Şuan itibariyle devrim yapılan ülkelere demokrasi yerine yıkım ve gözyaşı hâkimdir. Suriye’de yaşanan bu olayların devamında da aynı durum baş gösterecektir. Batının bu yardımlarının karşılıksız ve insancıl olarak kalmayacağı kesin. Büyük Orta Doğu projesinin başlangıç aşaması olan Müslümanları bir birine kırdırmak bölümü gerçekleşti. Devamında bu rüzgar bizim ülkemize de dönecek. O zaman hükümete olan kimse Ne Saddam Ne Kaddafi Ne de Eset durumuna düşmemeli. Bu oyuna gelmeden gözümüzü açmalıyız.

 Ülkemizdeki refah, mutluluk ve istikrarın sürmesi için çevremizde oynan oyunlara düşmeden bağlandığımız oluşum, grup ve derneklerin nerelere kadar dayandığını. Hangisinin altından ABD hangisinin altından İsrail’in çıkacağını sonuna kadar araştırmadan körü körüne destek vermemeliyiz.

 Barıştan başka şansı olmayan Orta Doğunun daha kaybedecek ne kadar kanı kaldı….



             

4 yorum:

  1. Ben siyasetten tamamen uzak birisiyim,ama yinede bu şerefsizleri görünce kafamin tası atıyor.
    ama bencede oyuna gelmiyelim

    YanıtlaSil
  2. Oyunu keşke sadece çocuklar oynasa...

    YanıtlaSil
  3. Bloğunuzu yakından takip ediyoruz. Yapmış olduğunuz paylaşımlar ilgimizi çekiyor. Meme küçültme çözümleri için bize ulaşabilirsiniz.

    YanıtlaSil
  4. Müslüman Kardeşler hakkında geniş bir bilgi kaynağına ulaşmak isterseniz Politik Akademi'yi ziyaret edebilirsiniz. http://www.politikakademi.org adresindeki sitemiz içerisinde bu konudaki yazılara ulaşmak için adres şöyle: http://www.politikakademi.org/tag/musluman-kardesler/

    YanıtlaSil