KÖRDÜĞÜM
Bir zamanlar diye başlayan aşkların sonunda ya hüzün ya da yok oluş yatıyor. Bir aşkın var olduğuna inanan insanların sayısının gitgide azaldığı günümüzde halen kavuşmak aşkı öldürür teziyle yaşıyoruz. Aşk için bakmaktan korkar olmuşuz ilk bakış güzelliğe sonrası da telefonuna, anahtarına, çantasına yada aklınıza gelen en zengin noktasına bakar olmuş. Her sevda filmde kalmış artık. Sevdayı sevmekten sevdayı özlemekten herkes vazgeçmiş ya da vazgeçirilmiş. Sevmeyi sevilmeyi zenginliğe bağlayan gençlerle dolmuş ülkemiz. Aşk için her şeyden vazgeçecek kadar yüreği bulutlu gençleri özler olmuş toplum. Yaşamak lazım aşkı sevdayı ancak kimseyi kırmadan üzmeden bulmak lazım sizden olanı onun seni bulmasını beklemeden. Yaşarken sevdiğinizi platonik bir sevdanın başlamadan bitişi gibi seyredebilirsiniz. Platonik sevdalarda boğulmak yerine bir kere yıkılmaya razı olmaya değmez mi? Zaten aşkta gurur, aşkta kibir var mı? Bir kere sevdaya kapıldım mı ya o yüreği sahibine teslim edeceksin ya da yüreğine sahip olmayan sevdiğini azledip gideceksin. Platonik kalıp içten içe kurtlanmış ağaç gibi kendi ölümünü hazırlamaktan kurtulup bir kere yıkılıp bir kez daha sevdalara yelken açacaksın. Açacaksın ama bir kere eli eline gönlü gönlüne değmiş sevdayı bir kere daha bırakmayacaksın. Gönlünü açtığın sevdayı gönlüne zindan edeceksin. Baktığın her sureti “O” göreceksin, her nefesi alıp, duyduğun her nağmeyi ona atfedeceksin. Sevmek böyle olacak hayat böyle son bulacak sevdayı özlemek sadece sevdayla ölmek kalacak geriye yıllanmış şarap olmadıktan sonra sevmek ne işe yarayacak.
AŞK “Alaturka Şarkı Kafiyesi gibidir. Bazıları buna Eros’un nağmesi bazıları kaderin cilveli neyzadesi "der.
SELŞAH
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder